İyi ki doğdun bal..
Öyle uzun bir yazı yazmak isterdim ki bugün, doğduğun andan itibaren yaşadığımız her anı kapsasın. İnsanlar her satırında ne şanslı bir abla olduğumu hissetsinler ve gözleri dolsun. Böyle zamanlarda neden an be an herşeyi not etmediğime yanarım.. Güzel olmaz mıydı yani her dara düştüğüm, çıkmazlarda kaybolduğum, çaresiz hissettiğim ya da tam tersi mutluluktan ağlamak istediğim zamanlarda, o anılarım kanlı canlı çıkaverseler de kucaklasalar beni, seni..
Bu hayatın canı sağolsun, biz yürek yordamıyla hallederiz olabildiğince. İşte bu yazı da bu ara fazla hassas bir dönemden geçen ablandan olduğu kadarıyla bir yazı.
Nasıl bir abla oldum bilemiyorum, ama nasıl bir kardeş olduğunu anlatabilirim. Küçüklüğünde al yanaklarını öpmeye doyamadığım, bal kokulu kardeşim. Hatırlar herkes bende ufaktım sonuçta o zamanlar (küçüleyim de milletin cebine gireyim alt tarafı 5 yaş:) ama hep derdim, sanki bu çocuğun yanaklarında bal var, öp öp doyamıyor insan, güzel bir çocuk olmanda cabası.
Tabi sen büyüdükçe söylemlerim değişti, yahu hep kardeşime çalışmışsınız, boy pos endam hava civa diye:) İyi ki de öyle olmuş, bu görünüşünün altında bambaşka bir insanoğlu barındırsaydın, güzelliğin beş para etmezdi Cano:) Ama gönlü geniş, vefakar, kusur kapatan, kendi gibi davranan, empatinin kitabını yazan üstüne okutturan, beyni satranç gibi işleyen biri olman skalayı baya baya yükseklere taşıyor tabi heyhat:)
Bizim milletimiz fazla övgüden hoşlanmaz biliyosun, hemen yahu hiç mi eksisi yok derler. Olmaz mı, var tabi:) Vefalı yazdım ya yukarıda, işte ölçü bilmez benim kardeşim. Seferber ettikçe insanlar için kendini, vefasızlıkta görse u dönüşlerini kolay yapamaz. Kendi hayatımı yaşayacağım derken, hep başkalarını mutlu etmeye odaklı olduğunu düşünüp üzülürdüm eskiden, hala bazen öyle hissederim ama koskoca adam oldu artık, bir evi, bir hayatı var. Üzerine sürekli titreyen vahim takıntılı bir abla tablosu çizmek istemiyorum zira ne kaaa harika bir abla imajım olduğu aşikar, annem gibi biraz kendimi de öveyim kırk yılda bir:))) Devam ediyorum, erkeksi ve rakipsiz araba kullanma yeteneğimi kendisine öğretmiş biri olup, şu an arabada hız yapmasın diye dua eden birine dönüştüm. E normal tabi, çocuk ne gördüyse onu aldı, ama başına bir kaza gelecek diye elli kere ananem gibi arabanın içinde ayetel kürsi okumaktan canım çıkıyor, la havleee:)
Tarhanlıyız ikimizde, millet kolej derdi biz ikinci evimiz. O yüzden yetişme çağlarında da ayrı düşmedik kardeşimle, aynı evde aynı harika hocalarla yetiştik. Onun arkadaşları benim kardeşlerim (hepsi benim canım, burdan tek tek öperim) , benim arkadaşlarım da onun ablası abisi oldu. Gözümün önünde büyüdü, ilk üniversite için evden ayrıldığımda anne babadan çok ondan ayrılmak dokundu. Sonra o yurtdışına gitti, ardından askere, hepsi ayrı dokundu ama hayat.
Şimdi aynı hayat bizi kendi hayatlarımıza sürükledi ama o el var ya işte hep üstümde. Ben ablalık yaparken, bir baktım abilik yapanım var. Dünya yansa umrunuzda olmaz ya bazen, işte ben kardeşim olduğu sürece hep öyle hissedeceğim, Allah yanımdan eksik etmesin.
Biz sessizliği paylaşmayı severiz onunla, kitaplarımız, filmlerimiz, müziklerimiz olduğu sürece hayatta çoğu zaman başka insan bile aramayız. Herkes gidebilir ya bu hayatta, biliriz ki yalnız kalamayız biz bizeyken. O yüzden umarsızımdır ben biraz hayata ve insanlara karşı, kaybetmek bana çok dokunmamaya başladı bir zaman sonra, hatta kızar sevdiklerim çoğu zaman bu yüzden bana. İşte bu umarsızlığın en büyük sebeplerinden ve benim için hayatımın en huzurlu köşelerinden biridir kardeşimin gölgesi. Sığındığım anda, beni sarar, korur kollar.
Bal rengi saçlarına bal rengi gözlerini yakıştıran Allahım, senin hayatında herşeye bu ahengi, rengi ve güzelliği versin:) Hep iyi insanlarla karşılaştırsın, sana da senin gibi evlatlar yetiştirmek nasip olsun. Yüzün hep gülsün yazmama gerek yok, çünkü üzülmesine sebep olanları ben halletmesini bilirim:) Bu zorlu hayat seni hiç umutsuzluğa sürüklemesin, daha güçlü bilesin, düştüğün yerden uzanıp kaldırsın. Senin için dileklerim öyle çok ki, bu akşam sen pastanı üflerken bile ben saniyede onlarca güzel şey diledim adına. Ama en çok seninle olabildiğince saçmalamayı diledim, bilmediğimiz yollara kendimizi vurup kaybolmayı, gülmekten yerlere düşmeyi :) " İyi ki varsın" larla geçecek bir ömrü diledim.. Aynı yıldızlara bakarak büyümek bana binlercesini dileme hakkını veriyor, bende hakkını veriyorum:)
Nice senli yıllara, hep iyi kal ablasının canı:)